12 bebeğin ölümüne neden olan Yenidoğan çetesinin anlaşma sağladığı hastanelerden biri olan Avcılar Hastanesi’nin sahibi eski Sağlık ve Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, yeni açıklamalarda bulundu.
Türkiye her geçen gün yeni bir sarsıcı olayla güne başlarken son olarak yenidoğan çetesinin çok sayıda bebeği göz göre göre ölüme terk etmesi ve üzerlerinden maddi kazanç sağlaması Türkiye’nin gündemine oturdu.
Söz konusu çete bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ediyor ve buradan haksız kazanç sağlıyordu. Ancak her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırılan bebekler burada ölüme terk ediliyordu.
47 şüphelinin bulunduğu soruşturmada 22 kişi tutuklandı. “Yenidoğan çetesi” soruşturmasında son yapılan açıklamada ise İstanbul’daki 10 özel hastanenin ruhsatı iptal edildi.
Yenidoğan çetesinin çalıştığı hastanelerden arasında eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na ait Özel Avcılar Hospital’in de ismi geçti.
Eleştirilen odağında olan Müezzinoğlu yaptığı ilk açıklamada “Bu kapsamda yüzlerce çalışanımız oldu. Kimse yanlış yapmadı diyemeyiz. İddianameye bakmadım kamuoyuna yansıyan dışında da bir bilgim yok. demişti.
Avcılar Hastanesi’nin sahibi eski Sağlık ve Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Sözcü yazarı Deniz Zeyrek’e konuştu.
Olaylardan perşembe akşamı haberi olduğunu aktaran Müezzinoğlu, çetenin kendi hastanesini diğer hastanelerle sözleşme imzalayabilmek için “güven unsuru” olarak kullanabilmiş olabileceğini öne sürdü.
17 aylık bir sözleşme imzalandığını belirten Müezzinoğlu, “Bizim en büyük hatamız bunlarla sözleşme imzalamak. Keşke yapmasaydık.” dedi.
Müezzinoğlu’nun sorulara yanıtları şöyle oldu:
Ne zaman haberiniz oldu.
– Perşembe akşamı (17 Ekim 2024) aldık. İki gündür fotoğrafı görmeye çalışıyoruz. Taleplerimiz soruşturmanın gizliliği nedeniyle karşılanmadı.
Sizin hastanenizdeki durum nedir?
– Şu ana kadar incelenen dosyalara bakılırsa bizim hastanemizde dikkatli olmuşlar. Etik kurallara uymuşlar. Bizim buradaki dosyalarda yanlış görünmüyor.
Belki de bizim hastanemizi diğer hastanelerle sözleşme imzalayabilmek için bir “güven unsuru” olarak kullanmışlar. Bizimle iş birliğini kullanarak diğer hastanelerin güvenini kazanmaya çalışmış olabilirler.
Bizim en büyük hatamız bunlarla sözleşme imzalamak. Keşke yapmasaydık.
Ne zaman sözleşme imzaladınız?
– 17 aylık bir süre…
Siz yoğun bakım ünitenizi sadece kiraya mı verdiniz? Kazanca da ortak oldunuz mu?
– Biz sadece kiraya verdik. Yani yoğun bakım hasta sayısı ne olursa olsun bizim kazancımız artmadı. Zaten yoğun bakım servisimiz en az yüzde 20 zararla çalışıyor.
Geçen süre içinde çetenin yaptığı usulsüzlükleri hiç fark etmediniz mi?
– Hayır, fark etsek anında bitirirdik sözleşmeyi. Hatta bu süre içinde Sağlık Müdürlüğü üç defa habersiz, iki defa haberli denetim yapmış.
Soruşturma başladıktan sonra kimse gelip sizi bu çeteye karşı uyardı mı?
– Hayır hiçbir uyarı olmadı.
Bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Bu hastaneyi 40 yıl önce açtık. Açılışa Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan da gelmişti. Orada da söyledim. Bizim için önemli olan para değil, mesleğin saygınlığı. Amacımız layıkıyla sağlık hizmeti vermek. Ekmeğimizi oradan kazandık ama şunu da hep bildik: Hekimlik para kazanma mesleği değil.”