Türkiye siyasetinin gidişatını beğenmediği ve ekonomik anlamda artık darboğaza girdiğini iddia eden Kahraman, ‘Türkiye son yirmi yılın en kötü dönemini yaşıyor. Adalet, hukuk konusunda dipteyiz. Ekonomi çok kötü. İktidar vatandaşlarının dertleriyle değil, bir avuç mutlu azınlığın dertleriyle dertleniyor. Ülkenin en zengin yüzde 10’nu milli gelirin yüzde 81’ini alıyor.  Yüzde 90’ını ise yüzde 19’unu…

ÜLKENİN DEVA’YA İHTİYACI VAR

Ülkemizde gelir dağılımı farkı gittikçe açılıyor. Yoksullaşma ve yoksunluk büyüyor. Yardım almaksızın hayatını geçindiremeyen aile sayısı büyüyor. Gençlerimiz umudunu yitiriyor. İşsizlik büyüyor. Gelecekle ilgili karamsarlığımız artıyor. Bu böyle gitmez, gidemez, gitmemeli.

Ülkemizde bugün ve gelecekle ilgili karamsarlık, ümitsizlik büyürken yeni arayışlar da devam ediyor.

Ülkemizin bu karamsar günlerinde, umutsuzluk günlerinde halkımızın yeni bir DEVA ya ihtiyacı var. Yeni bir umuda ihtiyacı var. Bunun için yola çıktık.

EKONOMİK BAŞARIDA BABACAN İMZASI VAR

Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan, Türkiye’nin ve Ak Parti’nin en iyi döneminde ekonominin başındaydı. Başarı hikâyesi olan bir genel başkanımız ve kadrolarımız var

Yeniden ve yeni bir zihniyetle, yeni bir partiyle, yeni kadrolarla eskisinden daha iyi bir Türkiye’yi kurabiliriz.

Bunun koşulları var. Hukuku, adaleti, demokrasiyi yeniden inşa edebilir, insanlarımızın hak ettiği bir demokratik sistemi yeniden kurabiliriz. Bunun için inancımız ve umudumuz var.

Bugün Türkiye karanlık günlerden geçiyor. Alaca karanlık aynı zamanda aydınlığa en yakın olan zamandır biliyorsunuz. DEVA Partisi umudun, geleceğin ve aydınlığın partisidir.

HERKESİ DEVA’YA BEKLİYORUM

Türkiye’nin dinamiklerine, DEVA Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Ali Babacan’a ve kadrolara güvenmesem siyasete girmezdim.

Kazandıklarımla rahat bir hayat sürebilir ve hiçbir riske girmeden yoluma devam edebilirdim.

İstanbul Avcılar’da lunaparkta dehşet! Kafa üstü çakıldı!

Ancak Türkiye’ye karşı sorumluğum ve borcum var.

Konforlu bir yaşamın içine çekilerek, sessiz kalamaz ve vicdanıma hesap veremezdim.

Her Türkiye vatandaşı gibi sorumluluk almam lazımdı ve kendime en yakın gördüğüm yerde siyasete girerek, ülkeme ve yaşadığım kente karşı görevimi yerine getirmeliydim.

Yeni demokratik bir Türkiye’nin ekonomik olarak sorunlarını çözmüş ve büyümüş bir Türkiye’nin, umudu büyütmüş bir Türkiye’nin kuruluşunda yüreğimi, aklımı ve emeğimi ortaya koymak için üzerime düşen sorumluluğu üstlendim.

Türkiye’nin en büyük ilçesi ve Türkiye’nin fotoğrafı olan Esenyurt Kurucu İlçe Başkanlığına talip oldum.

DEVA Partisi’nin en dinamik, en güçlü, en büyük, en katılımcı, en örnek ilçesini oluşturmak için yol arkadaşlarımla yola çıktım.

Bugünün tüm olumsuzluklardan ve eski siyaset yaklaşımından, yapılarından rahatsız olan herkesi DEVA Partisi’nde siyaset yapmaya davet ediyorum.

Partimizin her kademesinde emek katmaya hazır olan herkese kapımız açıktır’ şeklinde konuştu.