Cep telefonları hayatımızın vazgeçilmez parçaları arasına girmiş durumda. Cep telefonları ile birlikte internette hayatımıza dâhil oldu.
Elimizden bir türlü düşmeyen akıllı mı akıllı telefonlarımız, hiç bir şey yapmayacaksak bile girip saatlerce ana sayfasında gezindiğimiz popüler uygulamalar…
Kabul edelim ki şuan dünyada internetsiz bir hayat sürdürebilecek çok az insan kaldı.
Akıllı telefonlar artık vücudumuzun bir parçası, adeta yepyeni bir uzvu. Çocuğu, yetişkini, yaşlısı… Kimsenin elinden düşmüyor.
Hatta öyle ki, her ne kadar genç kesim internette ve sosyal medyada çok daha vakit geçirse de, ileri yaş gruplarının internette zaman geçirme süresi genç kesimden aşağı kalır değil.
Günümüzde babaannemizin facebook ya da instagram hesabını görmek belki hala tuhaf olabilir, ancak bundan 20 sene sonra bu durum gayet normal bir şeymiş gibi algılanacak.
Çünkü yarının babaanneleri dedeleri, bugünün internetle tanışmış yetişkinlerinden oluşacak.
İnternet hiç mi işimize yaramıyor? Tabi ki yarıyor!
Ancak bu neredeyse bağımlısı olduğumuzu da değiştirmiyor.
Dışarıdaki hayattan her geçen gün biraz daha uzaklaşan, yalnızlaşan, tüm sosyal hayatını internet üzerinden yaşayan bireyler olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Çıkıp dışarı temiz havada, mesela bir ormanda hava almaya üşeniyoruz. Ancak hemen hemen hepimizin internet üzerinde bir çiftliği var.
Arkadaşlarımızla dışarıda oturup iki çift laf edecekken bile, telefonu elimizden bir türlü düşüremiyoruz.
Neyse ki bu durum sadece bize özel değil. Bir bebek de, 70’li yaşlarındaki bir dede de aynı sorunu yaşıyor.
Bı-ra-ka-mı-yo-ruz.
Neredeydik, ne yedik, hangi şarkıyı dinliyoruz, bizi takip eden herkes biliyor.
Kendimize özel anları yaşamak yerine, paylaşmak için çabalayıp duruyoruz.
Yaşamak yerine paylaşmayı tercih ettiğimiz için, akabinde bünyemizde ilginç bir istek cereyan ediyor.
BEĞENİLME KAYGISI!
Ah şu beğeni işareti… İşte hak etmek için gün boyunca paylaşımlar yaptığımız şey.
Tek derdimiz olmasa da, en büyük dertlerimizden biri kaç 1xbet giriş beğeni aldığımız. Paylaşımlarımızı kaç kişinin gördüğü..
Gün içerinde bu kadar sık kullandığımız bir alanda var olmak, farkındalık oluşturmak için çabalarken bu çabamızın bir kalple taçlandırılmaması tabi ki moralimizi bozuyor.
Araştırmalar da tam olarak bunu söylüyor.
Sosyal medyayı çok sık kullanan kişiler o kadar çok “beğenilme” kaygısı yaşıyor ki, arzu ettikleri beğeni sayısına ulaşamadıklarında psikolojileri olumsuz etkileniyor ve davranış bozuklukları sergileniyor
Dünyada internet kullanımına en hızlı adapte olan ülkelerden biri Türkiye.
Şuan 50 milyondan fazla aktif internet kullanıcısı var. Ve bu kullanıcıların %60’ından fazlası ortalama 5 dakikada bir telefonuna bakıyor.
Bu yüzden sosyal medyayı kullanırken, kullanım amacından sapmamak çok önemli.
Sosyal medyayı kendinizi ispatlamak için değil, kafanızı dağıtmak bir kaç dakika eğlenmek için kullanmayı tercih etmelisiniz.
Örneğin böyle güzel bir manzarada selfie derdine düşmek yerine, manzaranın keyfini çıkartarak işe başlayabilirsiniz.
Sosyal medyada kurmuş olduğumuz dünyaya kendimizi o kadar çok kaptırıyoruz ki, olayların gerçekliğini çoğu zaman kaçırıyoruz. Bu sebeple olaylara bakış açınız ve tepkilerinizde anormallikler görülebiliyor.
İnternet kullanımı hakkında daha cimri olmalı ve gerçek dünyadaki hayatınıza daha fazla vakit ayırmalısınız. Emin olun hayat, parlak bir ekranda izlediklerinizden çok daha fazlası!