Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Büyük Sivaslılar Buluşması Programı”nda yaptığı açıklamada, “Bizim milletimizin kutsallarıyla dalga geçen, milletimizin değerlerine hürmetsizlik eden bu edepsizlere inşallah derslerini sandıkta vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kameralar önünde inancıyla, değerleriyle, Mukaddes Kitabı ile dalga geçilenler, 31 Mart’ta sandığın gelmesini bekliyor. İstanbul’un ortasında kadın hakları bahanesiyle canı kadar mukaddes bildiği ezanı ıslıklananlar sabırsızlıkla 31 Mart’ın gelmesini bekliyor. Yıllardır istiklalinin sembolü bayrağına saldıranların baş tacı edildiğini görenler 31 Mart’ı bekliyor.” dedi.
Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonunda düzenlenen “Büyük Sivaslılar Buluşması Programı”nda yaptığı konuşmasına, “Aşık ne güzel söylemiş, ‘İlmin beşiği kültür kervanı / Çermikler hastaya verir dermanı / Ozanların yurdu, yiğit harmanı / Bizim Sivas ellerini özledim / Bir lokmamız, kırk kişiye bölünür / Misafirler bizde Hızır bilinir / Türküler söylenir, sazlar çalınır / Ozanların tellerini özledim” dizeleriyle başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün gerçekten dolu dolu bir gün geçirdiklerini, sabah önce Kartal’da Gebze-Halkalı Banliyö Tren Hattı’nın açılış törenini gerçekleştirdiklerini, bu hatla şehrin bir ucundan diğer ucuna, eskiden 185 dakikada katedilebilen mesafeyi 115 dakikaya indirerek İstanbullulara net 1 saat 10 dakika kazandırdıklarını söyledi.
Banliyö tren hattının devreye girmesiyle hem E-5’in hem köprülerin hem de tarihi yarımadanın trafik yoğunluğunda rahatlama beklediklerini aktaran Erdoğan, bu önemli projenin İstanbullulara hayırlı olmasını diledi.
Erdoğan, daha sonra Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü ve Büyükçekmece ilçe mitinglerini yaptıklarını, gittikleri her yerde ilçe sakinlerinin büyük teveccühü, sevgisi, coşkusuyla karşılaştıklarını, böylece son 1 ayda İstanbul genelinde 10 ilçeyi ziyaret etiklerini, milletle kucaklaşmış olduklarını dile getirerek, “Muhalefet daha yeni Ankara’dan çıkarken biz 8 Şubat’ta Sivas’tan ‘Bismillah’ diyerek çıktığımız yolculukta, bugüne kadar 39 vilayetimizde vatandaşlarımızla buluştuk. Sadece sahil kenarlarını değil, sadece oy depolarını değil, bize oy versin, vermesin doğudan batıya, güneyden kuzeye kadar her bir insanımızı ziyaret ettik, ediyoruz.” diye konuştu.
En son dün Şırnak ve Hakkari’de olduklarını, buralarda da muhteşem katılımlarla mitinglerini yaptıklarını, önümüzdeki günlerde il ve ilçe ziyaretlerini, tempoyu artırarak sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Muhalefet sabah akşam bir başka anket firmasıyla seçim falı açarken, biz haftanın 7 günü sahadayız, sokaktayız, insanımızın arasındayız. Hamdolsun gittiğimiz her yerde şahit olduğumuz manzara şudur; 31 Mart seçimlerinin önemini artık halkımız idrak ediyor. Milletimiz 31 Mart’ın Türkiye için bir beka seçimi olduğunu gayet iyi biliyor. Bunun için Rize’den Hakkari’ye, Hatay’dan Bursa’ya, Urfa’ya kadar, 82 milyonun her bir ferdi sabırsızlıkla 31 Mart’ın gelmesini bekliyor. Seçtiği belediye başkanı tarafından ‘Oy yoksa yol da yok’ diye azarlananlar, dört gözle seçim sandığının önüne konulmasını bekliyor. Ya bir belediye başkanı bunu söyler mi? Ama CHP’li olunca söyler. ‘Oy yoksa yol yok’ lafa bak. Senin görevin ne? Senin görevin hizmet. Ama AK Parti’de zihniyet ne? Biz de zihniyet şu; biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Farkımız bu.”
“31 Mart ülkemizin en önemli seçimlerinden biridir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kameralar önünde inancıyla, değerleriyle, Mukaddes Kitabı ile dalga geçilenler, 31 Mart’ta sandığın gelmesini bekliyor. İstanbul’un ortasında kadın hakları bahanesiyle canı kadar mukaddes bildiği ezanı ıslıklananlar sabırsızlıkla 31 Mart’ın gelmesini bekliyor. Yıllardır istiklalinin sembolü bayrağına saldıranların baş tacı edildiğini görenler, 31 Mart’ı bekliyor.” diyerek, şöyle devam etti:
“Muhalefet ne kadar önemsiz hale getirmeye çalışsa da 31 Mart ülkemizin en önemli seçimlerinden biridir. Bu seçimler, siyaset mühendislikleriyle ülkemizi dizayna yeltenenlerle hesaplaşma seçimidir. Hazır mısınız? Bu seçimler bölücülerle anlaşıp, milli iradeye pusu kuranlarla hesaplaşma seçimidir. Bu seçimler milletin lokmasına musallat olan fırsatçılarla hesaplaşma seçimidir. 31 Mart’ta sandıkta sadece belediye başkanlarını, meclis üyelerini, muhtarları belirlemekle kalmayacağız, unutmayın CHP’nin, sözde İYİ Parti’nin hepsinin listelerinde malum işte bu bölücü örgütün sızdırdığı elamanları var. Ama bunun belki farkında olamayacaklar. Bilmiyor, kim kimdir. Öyleyse bu oyunu 31 Mart’ta bozmamız lazım.”
“HESABINI SORACAĞIZ”
Konuşması sırasında, ezana saygısızlığa ilişkin görüntüler ile HDP milletvekillerinin konuşmalarını izleten Erdoğan, “Bir tane Türk bayrağı yok, Hakkari. Cami müezzinini nasıl dövüyorlar bakın. Bu da CHP’nin İstanbul’daki il başkanı bakın. İşte gördüğünüz gibi CHP ve ittifak. Bunlar bayraklarımızı yakıyor, biz Cumhur İttifakı olarak tankların önünde bayraklarımızla duruyoruz. Farkımız bu. İşte 31 Mart bunun için bir beka meselesidir. Onun için benim Sivaslı Yiğidolarım sadece İstanbul’da değil, başta Sivas olmak üzere, Türkiye’nin neresinde Sivaslı kardeşlerim varsa telefonlarla kendilerini bizzat arayacağız ve 31 Mart’taki bu beka mücadelesinden hep birlikte galip çıkacağız. Zira biz bunlara asla vatanımızı böldürtmeyiz, ezanımızı susturtmayız ve biz bayraklarımızı yakanlara bunun hesabını inşallah sandıkta sorarız ve soracağız. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” ifadelerini kullandı.Kameralar önünde, inancıyla, değerleriyle, Mukaddes Kitabıyla dalga geçilenler, 31 Mart’ta sandığın gelmesini bekliyor.
Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, bir ve beraber olunduğu sürece milleti kimsenin yıkamayacağını söyledi.
Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın 15 Temmuz’da kurulduğunu aktararak, şöyle devam etti:
“Tankların topların karşısında kim vardı? Cumhur İttifakı vardı. Diğerleri neredeydi? Bay Kemal FETÖ’cülerin kontrolünde tankların arasından çıkarak saat 23.15’te Bakırköy Belediyesi’ne gitti. Orada kahvesini yudumluyordu. 01.15’te havalimanına ben, damadım, eşim, kızım, torunlarım… Biz indik. Biz on binler meydandayken, F-16’lar üstümüzdeyken buraya böyle indik. Bay Kemal ne diyordu? ‘Türkiye’de darbe olsa tankların önüne önce ben çıkarım.’ Bay Kemal ne oldu, neden kaçıp gittin? Belli oldu. Bu ürkek, korkak. Bu hiçbir zaman asil birisi değil. Dürüst birisi değil.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürülüğü dönemine ait görüntüleri salondakilere izleten Erdoğan, “Beyefendi genel müdür. Ne diyor? ’10 yıl önce SSK hastaneleri bugünden daha iyiydi.’ diyor. Sen niye geldin oraya? Bu işi yapamayacaktın neden duruyorsun? Çek git. Bunun hayatı her zaman bu. 9 seçim kaybetti, koltuğu bırakıyor mu? Bırakmıyor. En büyük özelliği bu. Oturduğu koltuğu bırakmaz. Başarılı olsa da olmasa da bırakmaz. Başarılı olması gibi bir şey zaten söz konusu değil. Öyleyse buna öyle bir Osmanlı tokadı atılsın ki 31 Mart’ta hiç olmazsa CHP’liler bundan kurtulsun.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 1994’te halkın desteğiyle İstanbul’u bu zihniyetten kurtardıklarını belirterek, o zamandan beri İstanbul’a CHP gölgesinin İstanbul’a düşmediğini kaydetti. CHP’nin bölücü örgütün siyasi uzantısıyla iş birliği için olduğunu aktaran Erdoğan, “CHP’nin bir daha İstanbul üzerine çöreklenmesine inşallah müsaade etmeyeceğiz. CHP zihniyetinin Türkiye’yi yasaklarla, yolsuzluklarla, yoksullukla dolu eski karanlık günlerine döndürmesine asla izin vermeyeceğiz. Bunun için sizlerden 31 Mart’a kadar çok çalışmanızı istiyorum.” dedi.
“Dilini, gönlünü bildiğim Binali Yıldırım…”
Seçim çalışmalarında kadınlara çok güvendiğini dile getiren Erdoğan, gençlere inandığını vurguladı. Erdoğan, milletin kararlılığının 31 Mart’ı da getireceğine dikkati çeken Erdoğan, ülkenin yerel seçimlerden çok farklı çıkacağını kaydetti.
Erdoğan, seçimin yerel olduğunu hatırlatarak, “Genel seçim değil ama 4.5 yıl Türkiye’nin başında bu kardeşiniz var. Bir ölüm olmadıktan sonra ben varım. İstiyorum ki İstanbul’un başına da dilini bildiğim, gönlünü bildiğim Binali Yıldırım kardeşim gelsin. İlçelerinde yine zihniyet itibarıyla biz olalım. İstanbul’umuzu şu an bulunduğu noktadan çok daha ileri noktalara taşıyalım. Bu iş kadro ve dayanışma işidir. Bunu da ancak bu işi bilenlerle yaparsınız.” değerlendirmelerinde bulundu.