Kendisini suçlayan CHP Esenyurt İlçe Başkanın Hüseyin Ergin’i ucuz siyaset yapmakla nitelendiren ve hakkında sert açıklamalar yapan Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Özyurt’a cevabı Hüseyin Ergin ancak 1 hafta sonra maille verebilmiş.
Esenyurt CHP İlçe Başkanı Hüseyin Ergin özellikle Esenyurt Üniversitesi sahiplerine yönelik bir açıklama yapmış Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Özyurt’u hedef tahtasına oturtmuştu.
Açıklamasında, ‘Esenyurt Üniversitesi yönetiminin Koronavirüs sebebiyle eğitim ücretlerinden feragat etmelerini isteyen Esenyurt CHP ilçe başkanı Hüseyin Ergin O vakıfta mütevelli heyeti üyesi olan kişi aynı zamanda üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanıdır. Üniversite tarafından kullanılmakta olan binayı üniversiteye kiralayan kişi de aynı isimdir’ gibi suçlamalarda bulunmuştu.
Hüseyin Ergin’in bu açıklamaları ensonnokta.com’da yer almasının üzerine Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Özyurt hem sözlü hem de yazılı açıklama yaparak CHP İlçe Başkanı Hüseyin Ergin’i ucuz siyaset yapmakla suçlamıştı.
Özyurt sert açıklamasında,
1-) Eğer eğitim konusunda samimilerse Üniversiteye tahsis edilen araziyi 1 senedir neden mecliste engellemeye çalışıyorlar. Araziyi tahsis etsinler ben Esenyurtlu öğrencileri ücretsiz okutacağım.’
2-) Şöyle ki üniversitemizin bulunduğu binanın sahibi Tapu kayıtlarından belli, Mütevelli heyet başkanın da kimliği bellidir. Tamamıyla farklı kişilerdir, belediyede kayıtları var kontrol etmelidir. Yerelde iktidar olan bir partinin ilçe başkanı kulaktan dolma bilgilerle beyanat vermemelidir.
3-) Tüm dünyayı kasıp kavuran Korona virüs varken bunun üzerinden genelde vakıf özelde Esenyurt Üniversitesini hedef alan açıklamasını ucuz siyasete alet etmesini kınıyorum.
4-) Sayın başkan şuandaki belediye başkanında ilçe başkanı; üniversitemize Sayın Necmi Kadıoğlu döneminde belediye meclisinde kendilerinin de katıldığı toplantıda oy birliği ile tahsil ettikleri yeri bu gün iptal etmeye çalışıyor ve inşaat ruhsatımızı vermiyorlar. Bu hareketleri söylemleriyle tutmuyor.
5-) Geçen dönem Belediye başkanı Sn. Necmi Kadıoğlu 1200 öğrenciye burs sağladı, hatta yanlış anlaşılmasın diye hayırseverlere, vakıf ve üniversite adına değil direk öğrencilerin adına bursları yatırtıyordu. aşağı-yukarı üniversite olarak öğrencilerimizin %94 üne burs sağlıyoruz. Kendileri bu zamana kadar kaç öğrenciye burs vermişlerdir, böyle bir çalışmaları var mıdır? Esenyurt İstanbul’un en büyük sanayi bölgesine sahip buradaki hayırseverlerden bu öğrencilerimize kolaylıkla bunu sağlayabilirler.
6-) Belediyelerde vatandaşları için ne düşünüyorlar emlak vergilerini %100 arttırdılar çevre ve temizlik vergilerini, ruhsat harçlarından feragat edecekler mi? Yerel yönetim ellerinde önce kendileri bir fedakarlık başlatarak samimiyetlerini Esenyurtlulara ve Türkiye’ye göstermeliler,
şeklinde sert açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamanın üzerinden yaklaşık 1 hafta geçmesine rağmen sesi-soluğu çıkmayan CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin haberin muhatabını arayıp açıklama yapmak yerine Orhan Özyurt’a cevabını 1 hafta sonra maille vermiş.
Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Özyurt’a cevabımızdır:
Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Özyurt, özel üniversitelere ve özel okullara yaptığımız “Öğrencilerin eğitim ücretlerinden feragat edin!” şeklindeki çağrımız üzerine bir açıklama yapmış. Söz konusu açıklamayı okuduğumuzda, Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Özyurt’un, basit, sade ve net ifadelerle yaptığımız çağrıyı anlamadığını ya da anlamak istemediğini görüyoruz.
İçinden geçtiğimiz bu olağanüstü dönemde işlerinden, gelir kaynaklarından olan ve zor bir süreç geçiren öğrenci ailelerine ve öğrencilere destek olunmasını içeren çağrıya kulak vermek yerine Esenyurt Belediyesi’ne sataşmayı tercih eden Özyurt, bizim de “kulaktan dolma bilgilerle” beyanat verdiğimizi iddia etmiş. Bu iddia üzerine sayın Özyurt’u aydınlatmamız zaruri hale geldi.
Bizi Esenyurt Üniversitesi’ni hedef almakla ve ucuz siyasete karıştırmakla itham etmiş. Kendi açıklamasında sarf ettiği gibi; sapla samanı karıştırmış!
Yaptığımız çağrıda, sadece Esenyurt Üniversitesi’ne değil tüm özel üniversitelere ve özel okullara seslendik. Çağrının içeriği de, Cumhurbaşkanlığı, belediyeler ve kamu kurumlarının da dahil olduğu “dayanışma” çağrılarının bir benzeri idi. Salgına karşı önlemler kapsamında birçok insan işinden oldu, gelirinden oldu, faturalarını dahi ödeyemez hale geldi. Eğitimin uzaktan yapılmaya başlanması ile özel okullara bina tahsis eden kişi ya da kurumların bu okullardan kira almamasını, okul yönetimlerinin de buradan elde edilecek tasarrufla öğrencilerden eğitim ücreti almamasını istedik. Öğrenciler artık fiziki anlamda o binalarda hizmet almamakta, okullar örgün eğitim vermemekte. Bu şartlarda olması gereken de, süreç normale dönene kadar öğrencilere ve ailelerine destek olunmasıdır.
Sayın Özyurt, bu dayanışma çağrımızı saptırmış, “ucuz siyaset” yaparak Esenyurt Belediyesi’ni yıpratma yolunu tercih etmiş. Öncelikle bir hatırlatma yapmam gerekiyor. Bu hatırlatma biraz yersiz olacak ama Sayın Özyurt’un buna ihtiyacı olduğu görülüyor; ben belediye başkanı değil CHP Esenyurt İlçe Başkanıyım.
Sayın Özyurt, yaptığı açıklamada üniversite yerleşkesinin içinde olduğu binanın sahibi ile üniversite mütevelli heyeti başkanının farklı kişiler olduğunu söylemiş. O halde soralım kendisine;
– Üniversite yerleşkesinin sahibi kim ya da kimler?
– Şirket mi?
– Şirketse sahipleri kimler?
– Kuruluşunda bulundunuz mu?
– Şirketin kuruluşunda ya da şu anda sizin ya da ailenizden birinin ortaklığı mevcut mu?
– Kira ödediğiniz mevcut binanın sahibi ile bugün ya da geçmişte bir ilişkiniz, ortaklığınız oldu mu?
– O kişi yanınızda çalıştı mı?
– Üniversitenin kurucusu olan vakfın mütevelli heyet üyeleri kimler?
– Bu kişiler arasında akrabanız var mıdır?
– Vakıf mütevelli heyetini neden üniversitenin internet sitesinde yayınlamıyorsunuz?
– Kamuoyunun, mütevelli heyeti üyelerinin kimler olduğunu bilmesinin bir sakıncası mı var?
Sayın Özyurt, bu soruların cevabını siz de biz de çok iyi biliyoruz ancak açıklamak size düşer! Bu konuyu “Belediyede kayıtları var kontrol edin” diyerek geçiştiremezsiniz, buyurun açıklayın, şeffaf olmaktan korkmayın!
Madem binanın sahibi siz değilsiniz, kira ödediğiniz bina sahibine bizim teklifimizi iletin, “Bugüne kadar çok çok fazla kiralar aldınız, bari bu dönemde almayın da öğrenci ve ailelerini zor durumda bırakmayalım” diyerek ısrar edin. Zaten hükümetimizin önerdiği tedbirler arasında bu ve buna benzer uygulamalar bulunduğu için, “kira ödememe” teklifi de kabul görecektir. Siz yerleşke sahibine böyle bir teklifte bulunmak yerine neden kendinizi yerleşke sahibi yerine koyup bize cevap yetiştirme telaşına giriyorsunuz. Bize göre, merhamet ve vicdan sahibi hiç kimse bu teklife hayır demez ve kiradan feragat eder, size de öğrencilerinize güzel bir haber verme imkânı doğar.
Ancak siz, yüksek kira bedelleri ödediğiniz üniversite yerleşkesinin sahibine “bu olağanüstü bir dönem, kira almayın” demek yerine Esenyurt Belediyesi’nin emlak, çevre ve temizlik vergilerinden, ruhsat harçlarından feragat etmesini istiyorsunuz, üstüne de % 100’lük fahiş zamlar yaptığını iddia ediyorsunuz. Bir üniversite mütevelli heyeti başkanının böyle bir iddiada bulunması akla ziyandır. Vergi koymak, arttırmak, ortadan kaldırmak kanun işidir. Kanunları da TBMM yapar ve merkezi iktidar uygulamasıdır. Bunları belediyeden değil iktidardan isteyin. Bu kadar açık bir bilgiden dahi yoksun olan bir kişinin üniversite yönetiminde bulunması oldukça manidardır. Bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Özyurt, açıklamasının devamında benimle aynı duyguları paylaştığını da ifade etmiş. O halde yine soralım kendisine; Aynı duyguları paylaşıyorsanız, “öğrencilerin taksit ödemeleri ile ilgili teklifime” destek vermek yerine neden bizim üzerimizden Esenyurt Belediyesi’ne saldırıyorsunuz? Dokuz yıl önce tahsis edilen arazinin inşaat ruhsatını bugüne kadar neden almadınız? Dönemin belediye başkanı hem üniversitenin hem de vakfın mütevelli heyetinde olduğu halde! Tahsis 2011’de yapıldı, CHP ise 2019’un Nisan ayında yönetimi devraldı. Önceki sekiz yılda kampüsü yapabilirdiniz ama yapmadınız. Şimdi kalkmış bir yılı yeni dolan belediye yönetimini bu konuyla ilgili eleştirmeye çalışıyorsunuz. Kamuoyunu balık hafızalı mı zannediyorsunuz!
Özyurt, açıklamasında hâlâ bedelsiz tahsisten bahsediyor. Belediyenin 25 dönümlük arazisi size bedelsiz tahsis edildi sayın Özyurt! Elinizde bulunan mevcut tahsis belgesini okumadınız mı? Siz, YÖK’e beş yıl içinde o arsaya kampüs yapma sözü verdiniz, o arsa bu şartla tahsis edildi size ama imkânınız varken kampüsü yapmadınız! Şimdi bana cevap yetiştiriyor, Esenyurt Belediyesi’nin yeni yönetimine ithamlarda bulunuyorsunuz. Neyin tahsisinden bahsediyorsunuz?
Ben diyorum; öğrenci öğrenim taksit ödemeleri. Zatıalileri diyor; emlak vergileri!
Ben diyorum; öğrenci ve aileleri. Zatıalileri diyor; müteahhit ruhsat harçları!
Ben diyorum; yerleşke kira ödemeleri. Zatıalileri diyor; kamu arazilerini bize verin!
Sayın Özyurt, kamuoyu çok detayını bilmez ama siz iyi bilirsiniz; vakıf yolu ile üniversite kuranlar, şahsi malvarlıklarıyla, kendi imkânlarıyla bu işleri yürütürler. Oysa bakıyoruz, görüyoruz ki, siz bu işleri alışık olduğunuz gibi kamu-belediye imkânları ile yürütmek istiyorsunuz. Bu beklenti ve ısrarınız etiğe, ahlaka, vicdana uygun olmadığı gibi yasalara da aykırıdır. Kamu kaynakları kişilere özel kullandırılamaz. Belediyeye ait araziyi kuruluş malı olarak gösterip üniversite kurulamayacağı yapılan Sayıştay denetimi ile de anlaşılmıştır.
Madem arazi meselesini açtınız bir kez daha ifade edelim; biz Sayıştay’ın da denetim raporunda işaret ettiği gibi arazi tahsisinin iptal edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kamu yararı bunu gerektiriyor, mevcut yasalar bunu söylüyor ve o yasalar hepimizi bağlar. Siz neden hala ısrar ediyorsunuz, yasalar sizi bağlamıyor mu? Siz ayrıcalıklı mısınız?
“Belediye yer tahsis etsin, kiradan kurtulalım, öğrencileri bedava okutacağım” diyerek sorumluluklarınızdan kurtulamaz, kaçamazsınız. Üniversite kurucu vakfı, “kampüs yapma” taahhüdü ile YÖK’ten kuruluş izni almıştır. Bu taahhüdü veren ve yerine getirecek olan vakıf mütevelli heyetidir, yani sizlersiniz. Taahhüdünüzü yerine getirmediğiniz için ve ayrıca yüksek kira bedellerinden ötürü YÖK’ün size ve üniversiteye yaptırım uyguladığı belirtiliyor. Bana cevap vermek yerine YÖK’e olan taahhütlerinizi yerine getirin.
Tıp fakültesinden bahsedip duruyorsunuz, kampüsü olmayan üniversitenin tıp fakültesinden bahsetmesi abesle iştigaldir. Aslında sizin ikide bir tıp fakültesinden bahsetmenizin arkasındaki asıl amacın ne olduğunu biliyoruz. “Tıp fakültesi yapıyoruz” deyip, o kılıfla hastane yapıp işleteceksiniz. Bunu hedeflediğinizi biliyoruz ve tekrar ediyoruz; kamu mallarına güvenerek bir şey tasarlamayın.