Bir belediye başkanı düşünün mahalle muhtarı ile sorun yaşıyor. Problemin tek sorumlusu mahalle muhtarıymış gibi önüne set koymaya çalışıyor.

Önce meseleyi sizlere anlatalım: Esenyurt Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için şölen tertiplemeye karar veriyor.

Antika araçlar, müzik ve gösteri ekiplerinden oluşan bir planlama ile yola çıkılıyor. Amaç koronavirüs sebebiyle evlerinde kalan çocuklara ve bireylere neşe kaynağı olmak.

Bu ekip birçok mahalleyi dolaşıyor, şarkılar söyleniyor vatandaşlara bir nebzede olsa moral olmaya çalışıyorlar SÖZDE.

Ama ne hikmetse ne araçlar, ne de gösteri ekibi Belediye Başkanının sorun yaşadığı mahalle muhtarı Cavide Karakülah’ın mahallesi KOZA’ya gitmiyor.

Muhtar, Karakülah’la görüştüğümüzde bunun kasıtlı yapıldığını, belediyeye yakışmadığını ifade ederken eleştirilerini peş peşe sıralıyordu.

Bunun üzerine Koza Mahalle Muhtarı Cavide Karakülah 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda aynı sorunla karşılaşmamak ve mahalle halkını bir nebzede olsa virüs illetinden uzaklaştırmak adına bir dizi organizasyon hazırlıyor.

Belediyesine güvenmeyen mahalle muhtarı 19 Mayıs için hazırladığı proje ile mahalle halkına sürpriz yapıyor. Mahalleli bir günde olsa hem 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor, hem de stres atıyor.

Aslında akıllı bir belediye başkanı sorun yaşadığı muhtarıyla konuyu büyütmek yerine haklı-haksız bakmaksızın ona el uzatmalıdır. Benim kişisel düşüncem bu yönde.

Ona daha çok ziyaret etmeli, adım atmalı, mahcup etmeli. Ama Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt ilk günden itibaren bu yöntemi sürdürmek yerine herkesle kavga etmeyi tercih ediyor.

Bende ismi saklı birçok insan başkanın bu tavrından rahatsız. Bu nedenle zaten ‘oy verdiğime pişmanım’ diyorlar.

Oysa yanı başında önemli bir örnek var. Birlikte aynı dönem ilçe başkanlığı yaptığı Ekrem İmamoğlu. Her ne kadar bu dönemde İstanbulluları tavırlarıyla, söylemleriyle çileden çıkarsa da Beylikdüzü Belediye Başkanı iken birçok kesimi kucaklamayı başarmıştı.

Duruma sadece siyasi anlamda bakmayınız.

KARŞILIKLI SUÇLAMALARDA ŞİDDET ARTTI. AHMET ÖZER: HIRSIZ HANGİ PARTİDEN OLURSA OLSUN İFŞA EDERİM. VİDEOLU HABER

STK’larla, mahalle muhtarlarıyla, gazetecilerle, spor kulüpleri, hemşeri dernekleri ile sağlam bir ilişki kurmuştu İmamoğlu.

Bugün ise, Başakşehir Şehir Hastanesinin yap(a)madığı yolları, sefere çıkarmadığı İETT otobüsleri, dağıttığı 23 Nisan kitapçığı, israf deyip yeni kapıda sergilediği hizmet araçlarının miktarından çok daha fazlasını ihalelerle geri alması İmamoğlu’nun da karizmasını çizen sadece birkaç gelişme olarak kayıtlara geçti.

Konumuza dönersek şunu söylemek gerekiyor. Başarılı yönetici olmak gerçekten çok zordur. İyi yönetici planlama, örgütleme, yöneltme, koordine etme ve denetleme yeteneklerine sahip olmalıdır. Örgütü iyi tanımalı, sahayı bilmelidir. Hızlı kavrayıp hızlı karar verebilen, ayrıntılarda kaybolmayan, olayı bütün olarak görebilen, empati kurabilen, ekip çalışması yapabilen, dinleyebilen, insanlarla ilişki kurmada başarılı olan, yardım etmeyi seven, dirayetli sorun çözebilen biri olmalıdır.

Bu özelliklerin birçoğunu maalesef Kemal Deniz Bozkurt’ta göremiyorum. Dilerim zaman beni haksız çıkarır ve kazanan Esenyurt olur.

Kemal Deniz Bozkurt,

İyi planlayan bir yönetici olsaydı 14 ayda 20 metre kare bir proje yapmayı başarırdı ilçesine.

İyi örgütlenen biri olsaydı sosyal medyada sürekli partilileri tarafından eleştirilmezdi.

İyi koordine eden biri olsaydı 14 ay sonra kadrolarıyla yaz-boz tahtası gibi oynamazdı.

Empati kurabilen ve ekip çalışmasına önem veren biri olsaydı, STK’larla, mahalle muhtarlarıyla, medya mensuplarıyla sorun yaşayan bir yönetici olmazdı.

Hayırlı Bayramlar. Kalın sağlıcakla…